BİLMÖK 2017’nin ilk gününün sonunda…
Bu yıl düzenlenen 13.BİLMÖK (ayrıntılı bilgi için https://bilmok.org.tr/) Konya’da yapıldığından, katılıp neler olup bittiğini gözlemlemek ve kongre hakkında sosyal medyaya bir kaç satır karalamak istedim.
Öncelikle ayrıntılı bilgi için başvurmanızı istediğim web sayfası hem organizasyonu tanıtma, hem organizasyona kayıt olma (e-posta onayı ile sıkmayan kısa-öz bilgi istekleriyle gayet şık olmuş), hem konuşmacılarla ilgili gerekli bilgileri verme, hem kongre programını detaylı ve kaliteli bir şekilde sunma açısından incelendiği zaman bence çok başarılı olmuş. Sayfayı hazırlayan anladığım kadarıyla Cemalettin Serit kendisini tebrik ederim.
Katılım ücretsiz olduğundan ekonomik olarak bir değerlendirme yapamayacağım, bu durumu Konya dışından katılıp burada konaklama, ulaşım, yeme-içme için ödeme yapan kişilerin değerlendirmesi gerekmektedir. Söylemeden geçemeyeceğim bir husus ise aslında dışarıdan gelen katılımcılara bu hizmetleri de ücretsiz sunabilecek imkan olsa çok daha güzel olacağıdır. Bu şekilde kendi cebinden para harcaması gerektiği halde Türkiye genelinden 1000’den fazla kişinin kongreye katılması ise Bilgisayar Mühendisliği öğrencileri ve ilgilileri için iyi bir durumdur.
Sürekli olarak vurgulanan “Türkiye’nin en büyük öğrenci kongresi” mottosunu bir kez de ben vurgulamak istedim. Hatta bu hususta açılış konuşması yapan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin’de açık sözlülükle “bir öğrenci kongresine 1200 kişi mi katılır canım” dediğini 2 ay öncesinden içinden geçirdiğini belirtmiş, salondaki doluluğu görünce de organizasyon komitesini takdir ederek düşüncesinde yanıldığını duyurmuştur.
Rektör takdir eder de ben edemez miyim? 🙂 Organizasyon komitesine bir çok fedakarlıklar yaparak hazırladıkları bu organizasyon için teşekkür ederim. Zaten bu yazıyı da şahsen teşekkür etme imkanım olsa da sanal aleme kayıt olması ve insanların bu yorumlar ekseninde de düşünmesi amacıyla yazıyorum. Organizasyonun yüklenici firması, taşeronu, çile çekeni kurumsal olarak Selçuk Üniversitesi Bilişim Topluluğu’dur. 2005 yılında kurulmuş bir öğrenci topluluğu olsa da 2009 mezunu biri olarak üye olmadığımı utançla beyan ederim 🙂 {Ne bileyim abi niye zamanında kayıt olmamışım 😀 }
“Zamanında başlamak bir medeniyet göstergesidir” sözünü Doç. Dr. Mustafa Servet Kıran hocamdan ilk duyduğum anda benimseyip, hayat felsefemin kaynak kodu içerisine gömmüştüm. Her ne kadar ülkemizde çok uygulanamasa da buna riayet eden, bu hususu önemseyen insanları takdir ediyorum. BİLMÖK resmi açılış saati de 10:00 olmasına rağmen milletvekili teşrif edeceğinden dolayı biraz gecikmeli başladı. “Asıl burada vekil beklenmez” esprilerim ise pek rağbet görmedi 🙂 {Bu arada burda, burada diye yazılıyormuş TDK’dan baktım, siz bakmayın 😉 }
“Hayallerinin Peşinden Koş” başlıklı sunumu yapan Dilek DUMAN‘ın yerli bir banka yönetim sistemi ve yan ürünlerini kodlayan bir ekibin başında olarak başladığı yaşam serüveni ilgi çekiciydi. Yalan yok, niye bir bankanın genel müdür yardımcısını çağırmışlar ki demiştim (içimden 🙂 ) ama sunumu dinleyince iyi ki çağırmışlar dedim çünkü kod yazarak başlayan bir hayatın şu anda geldiği nokta gençler için motive ediciydi.
“Mikro/Nano Robotik” başlıklı sunumu Yrd. Doç. Dr. Kadir Erkan hocamız sundu. Sonuna doğru çıkmak zorunda kalsam da böbrek taşı kırmak için mikro bir cihaz geliştirdiklerini öğrendim. Yerli bir mikro/nano robotik girişim olması takdire şayandır. (Elektronik ilgim ve bilgim az olduğundan çok yorum yapamayacağım.)
“Bulutlar Üstünde” başlıklı sunumu Hüseyin MERT ve Atıf CEYLAN ortak yaptı. Günün deşarj oturumu da olan bu gırgır şamata sunum esnasında SaaS’ın ne olduğunu, faydalarını, günümüzdeki ve gelecekteki konumu hakkında bazı fikirleri edindik. Hüseyin MERT katılımcılar bilgisayarcı olduğundan, bunlar hareketsiz tiplerdir spor yapmıyorlar şunlara bir iki hareket yaptırayım da sevaba gireyim modunda, durmadan soru sorup katılımcılardan el kaldırmalarını isteyince bir ara baktım sürekli sağ elini kaldıranlar sol elini de kaldırmaya başladı 🙂 Bu kısa ve öz sağlık yaşam dersi için de teşekkür ederim. Sunum ana eksen Linux, PHP övgüsü ve Windows, .NET yergisi üzerine geçse de… benim görüşüm herkes sevdiğinde yazsın abi ama kim daha az maliyetli çözüm sunarsa o kazanır 😉 Bu arada Atıf CEYLAN’ın da zenginleyince MAC(MacBook mu MacBookPro mu bilmiyorum) alması da hiç uygun değil 😀
“Kop Veri Merkezi” başlıklı sunumu Tolun PULAK ve Hilmi HATİPOĞLU ortak yaptı. Programın kayması nedeniyle biraz geç saate kalsa da en ilgiyle dinlediğim sunum oldu. Çünkü 2005 yılında ilk web sayfam için hosting satın aldıktan bir sene sonra, param olsa da bir veri merkezi kursam hayali kurduğum sıralarda Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi olmuştum. Sonra gördüm ki bu yatırım öyle az boz bir yatırım değil ve sıkıntılı. Gel zaman git zaman hosting sektörü çok değişti, zaten şimdi bulut bilişim var, herkes oraya bir şeyler atıyor canı isteyen alıyor 🙂 Bulut Bilişim ile ilgili resmi yaklaşım:
“”Bulut sistemi dedikleri bir şey var, herkes oraya bir şey atıyor gelen oradan işine yarayanı alıyor kullanıyor ben böyle anlıyorum. Sistematik bir şey yok. Abur cubur dolduruyorsun, herkes ihtiyacını oradan alıyor ama hiç de karışmıyor. İstediğini buluyorsun.”Bu bilişime fazla kafa yorarsan sıyırırsın, nimetlerinden kullanıp yararlanıp işini göreceksin. Kafayı taktın mı o zaman işin kötü. Çok fazla hikmetine fazla şey yapmamak lazım.””
İzlemek için : https://www.youtube.com/watch?v=Sn7pNTsY5iY
En tepelerde resmi yaklaşım bu olsa da Konya’ya bir veri merkezleri bölgesi kurma fikri, bunun fizibilite çalışmasının yapılmış olması, bu iş ile ilgili para (yani siyasi destek ve onay)hariç her şeyin hazır olması sevindirici bir gelişmedir. Projenin tanıtım filmini aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=QJ0dvD3ebCc
Bulgaristan gibi ülkelerin veri merkezi pazarında ekmek yediği, Güney Kore’nin çorba içeriz diyerek girdiği şu anda Nusr-ET de et yediği göz önüne alındığında Türkiye’mizin acilen bu ve buna benzer teknolojik altyapıları geliştirmeleri gerekmektedir. Bize düşen de Google Cloud’un reklamını yapmak değil Anadolu Cloud’u kurup en azından yerli pazardan dışarıya müşteri kaçırtmamaktır. Haydi bakalım Anadolu Cloud altyapısını kurmak BİLMÖK katılımcılarından, onlara uygun fiyata veri merkezinde barındırma hizmeti vermek devletimizden. Bu hususta bu işin bilincinde olan yöneticilere çok iş düşmektedir, umarım üst kademeleri ikna edebilirler.
Yazıyı yazarken eşim geldi, iki dakika kongre dinledin, bir sürü yazdın diye eleştirdi. Bir başka eleştiri de doktora danışman hocamdan gelecek ama ne yapayım dayanamadım yazdım. Umarım yarın(4 Mart) ve öbür gün de (5 Mart) katılma imkanım olursa yine yorum yaparım.
Vesselam.
Çok teşekkür ederim. Beğenmeniz beni mutlu etti açıkcası.
Ayrıca Bilmök ile ilgili yazdığınız güzel ve doğru tespitlerinizi de baştan sona zevkle okudum.