İmam Hasan’ın Barışı kitabı ekseninde Yalnız İmam Hz.Hasan(as) dönemi hakkında…

Üstad Razi Al-i Yasin’in Arapça olarak kaleme aldığı İmam Hasan(as)’ın Barışı Tarihin En Büyük Kansız Devrimi isimli kitabın önemli olmasının bir sebebi de bu konu hakkında kapsamlı bir kitap yazmaya karar veren İmam Ali Hamaney(ra)’in araştırmaları sırasında bu kitabı görmesiyle, bu kitabın yeterince doyurucu olduğu konusundaki görüşüdür. İmam Ali Hamaney, kitabı Farsça’ya bazı eklemeler ile kazandırmış, 2002 yılında Türkçe’ye kazandırılan bu eserde Farsça tercümesini ve dipnotlarını esas almıştır.

Kitap, İmam Ali(as)’nin şehadetiyle birlikte İmam Hasan(as)’ın imamet süreciyle birlikte hilafet sürecinin başlaması ve çok kısa bir sürede hilafetin Muaviye’ye devredilmesi ekseninde neden ve sonuçları ayrıntılı incelemiş, ayrıca dönemle ilgili ek bilgilere de yer vermiştir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(sav)’in vefatı ile birlikte İslamı yönetecek, müslümanları doğru yolda sevk ve idare edecek adil önderlerin imameti ve hilafeti aynı anda elinde bulundurması gereken Ehl-i Beyt(as) olduğuna inanıyorum. Bu çerçevede imamet günümüze kadar süregelmiş, hilafet ise önce Hz.Ebu Bekir, Hz.Ömer, Hz. Osman, Hz.Ali ve Hz. Hasan ile 30 yıl sürmüş daha sonra ortadan kalkarak saltanat İslam dünyasının başına bela olmuştur.

İmam Ali’nin şehadetinden sonra İmam Hasan’a Küfe’de biat edilmiş, İmam Hasan biat alırken kendisine savaş diretmesinde bulunanların biatlerini kabul etmemiş, savaşta veya barışta imam olarak biat almış, Muaviye’ye karşı hazırlanan ordu dağıldıktan sonra da anlaşma yapmak zorunda kalmıştır. İkiyüzlülükte zirve yapmış Küfe halkı bir çok parçaya bölünmüş haldeydi. Şöyleki;

-Emevilerin adamları, bunlar şehirdeki münafıklardı ve İmam Hasan taraftarı olduklarını dilleriyle söyledikleri halde, Muaviye lehine casusluk yapmaktaydılar.
-Hariciler, bunlar İmam Ali’den aldıkları darbeden arta kalan, yüzleri gülen lakin içlerinde hala Nehrevan’ın acısı bulunan tefrik ehli, donuk ve bağnaz tiplerdi.
-Şüpheciler, bunlar ne tam İmam Hasan’ın yarenidirler ne de Haricidirler, Emevileri sevmezler ama net bir yaklaşımları da yoktur.
-Hamra, bunlar köle ve cariyelerin çocuklarından oluşan soyları sopları çok net olmayan paralı asker olarak yaşamlarını sürdüren bir kitledir.
-Ehl-i Beyt taraftarları, İmam Ali’yi Cemel, Sıffin ve Nehrevan’da yalnız bırakmayan vefalı ve cefakar yiğit insanlar.

İmam Ali(as)’nin şehadetinden sonra yaklaşık 60 bin kişilik bir orduyla Küfe’ye saldırmaya gelen Muaviye, bir yandan da hile ve desiselerde İmam Hasan’ın yukarıdaki gruplardan oluşmuş ordusunu dağıtmak için çalışmalarını sürdürüyordu. 12 bin kişilik İmam Hasan’ın öncü birliğinin komutanı olan akrabası Ubeydullah bin Abbas’ın ne yazık ki para karşılığında orduyu bırakıp kaçmasıyla zaten diken üstünde olan ordu birbirine girmiş, arkada hazırlanan takviye 8 bin kişilik ordu bu orduyla birleşemeden öncü ordu darmadağın olmuştu.

Muaviye’nin mevcut gücüyle, tüm Ehl-i Beyt taraflarını yok edecek bir durumda olmasından ve çok sayıda müslümanın kanının heder olmasındansa Muaviye ve Emevi çetesinin gerçek yüzünün halk tarafından daha iyi anlaşılması için İmam Hasan(as) aşağıdaki şartlarda anlaşma yapmayı kabul etti.

Madde 1:
Allah’ın kitabına, Peygamber’in sünnetine ve gerçek halifelerin uygulamalarına uygun amel etmek şartıyla, hükümet Muaviye’ye bırakılacak.
Madde 2:
Muaviye’den sonra hükümet Hasan’ın, ona bir şey olur ya da beklenmedik bir gelişme yaşanırsa Hüseyin’indir. Ve Muaviye’nin, kendisinden sonraki halifeyi seçme hakkı yoktur.
Madde 3:
Muaviye, namazlarda Emir’ül-Müminin’e küfür ve lâneti terk etmeli ve Ali’yi ancak iyilikle yad etmeli.
Madde 4:
Beş milyon dirhem mal varlığı bulunan Kûfe beytülmalına hükümet dokunmayacak; Muaviye her yıl 2 milyon dirhem Hüseyin’e gönderecek; bağış ve hediyeler konusunda Benî Haşim (Haşimoğulları) Benî Ümeyye’den imtiyazlı sayılacak; Cemel ve Sıffin Savaşlarında Emir’ül-Müminin’in safında şehit olanların yakınlarına 1 milyon dirhem dağıtılacak ve bu harcamaların tümü Darabcerd bölgesi gelirlerinden karşılanacaktır.
Madde 5:
Halk, Şam, Irak, Yemen, Hicaz, kısaca Allah’ın yeryüzünün tümünde güvenlikte olacak; ırk ayrımı olmayacak; Muaviye onların hatalarını görmezlikten gelecek, hiç kimseyi geçmiş hataları için cezalandırmayacak; Irak halkına yönelik eski kinini terk edecek. Ali dostları her yerde emniyet ve huzur içinde olacak, Şiîlerine eziyet edilmeyecek; can, mal, namus ve evlâtları için endişede olmayacaklar, kimse onları takip etmeyecek, zarar vermeyecek, hak sahibinin hakkı kendisine ulaşacak ve ellerindekiler geri alınmayacaktır.Hasan b. Ali, kardeşi Hüseyin ve Allah Resulü’nün Ehlibeyti’nden hiçbirine, gizlide veya açıkta suikast tertiplenmeyecek, İslâm âleminin hiçbir yerinde korku ve tehdit altında kalmayacaklar.

Anlaşmadan sonra İmam Hasan, Medine’ye yerleşti ve Muaviye hiç bir şarta uymadı. Muaviye’nin şartlara uymaması üzerine çeşitli kişiler İmam Hasan’a isyan teklifinde bulunduysa da İmam Hasan bunu kabul etmedi. Emevi zulmü halkın üzerinde artarak devam etti. İmam Hasan’ın varlığından rahatsızlık duyan Muaviye, Hz. Hasan’ın eşlerinden olan Küfeli münafıkların öncülerinden Eşas bin Kindi’nin kızı olan Cade’yi çeşitli vaatlerle kandırarak İmam Hasan’ı zehirletti.

Muaviye döneminde Hucr b. Adiyy el-Kindî ve arkadaşları, Amr b. Hamık el-Huzaî, Abdullah b. Yahya el-Hadremî ve Arkadaşları, Rüşeyd Hacerî, Cüveyriyye b. Mushir el-Abdî ve Evfa b. Husayn gibi değerli insanlar savunmasız bir şekilde katledilmişlerdir. Abdullah b. Haşim Mırkal, Adiyy b. Hatem et-Tâî, Sa’saa b. Sûhan ve Abdullah b. Halife et-Tâî gibi kişilerde baskı ve tehdit altında yaşamak zorunda kalmışlardır.

İmam Hasan dönemi gibi ilginç bir zamanı ayrıntılı bir şekilde izah edip, çeşitli konular hakkında muhasebe yapan kitap ilgililerle okunmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir